6 Haziran 2019 Perşembe

Bedri Baykam Harıl Harıl YILMAZ ÖZDİL'i Arıyor: "Nerede Bu Kahraman?"

6 Haziran 2019 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Bedri Baykam'ın köşe yazısını okuyanları bir gülme aldı! Bedri Baykam, Yılmaz Özdil'in 2 yıl önce yayınladığı bir köşe yazısını yeni okumuş ve "Kimdir bu yazıyı yazan kahraman? Lütfen kendisi kesin şekilde ortaya çıksın, teşekkür edelim, haftaya size buradan kendisini tanıtayım." diyordu.


Bedri Baykam'ın "Kim bu adsız kahraman? Lütfen yardım edin..." başlıklı yazısını okumak için TIK'layın

Bize de Bedri Baykam'ı bu meraktan kurtarmak düştü!

Hemen yardım edelim: O yazı YILMAZ ÖZDİL'e aittir. NOKTA!

Söz konusu yazısında Bedri Baykam şöyle yazıyordu

Günlük alışkanlıklarımız arasında sosyal medyadan bize gelen çok şaşırtıcı, ilginç, çarpıcı paylaşımları başka dostlarımıza iletip onlara da bu keyfi yaşatmak gibi bir alışkanlığımız var. Ben de geçen hafta bana imzasız gelen harika bir metni çeşitli dostlarımla paylaştım. Bu arkadaşlardan biri günlük rutinde yaptığımız bu işlemi benim bir yazım sanmış ve "Bedri Baykam'dan muhteşem bir anlatım" diyerek bunu etrafına yaymış! Ertesi gün bu çok farklı yerlerden önüme düşünce, o güzel yazının her yere gittiğine sevindiğim kadar, yanlış şekilde benim imzamla yayıldığını görerek bu yanlışlığı düzeltmek istedim. Facebook ve Twitter hesaplarıma hemen düzelti koyduğum gibi, bana bu maili WhatsApp'tan yollayan arkadaşlarıma da aynı uyarıyı ilettim. Ertuğrul Özkök bana mesaj atıp sordu, ona da durumu bu sözlerle aktardım. Hatta dün kendisi de yazmış köşesinde...

Her okuyanı etkileyebilecek bir güçte olan bu yazıya denk geldiniz mi bilmiyorum, burada tekrar paylaşıyorum ve artık öğrenmek istiyorum bu muhteşem yazıyı kim kaleme aldı? Lütfen yardım edin bana ve bu adsız kahramanı bulup hakkını verelim.

Daha sonra Bedri Baykam "yazarı meçhul bir kahramana ait" metni paylaşıyor:

"İnek Şaban mesela...

Neydi acaba mezhebi?

Alevi miydi Belgin Doruk, Sünni miydi Ayhan Işık?

Kürt kökenli miydi, yoksa Çerkez miydi Sadri Alışık?

Şakayla karışık sormuyorum bunları...

Kaçımız biliyordu veya doğrusu hiç merak eden olur muydu, Sami Hazinses'in Ermeni olduğunu?

Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, dört yapraklı yonca... İster türbanlı ol, ister çarşaflı, saçlarını örtmedikleri için sevmeyen var mıydı onları?

Ömercik'e kahrolmayan Musevi, Ayşecik'e gözyaşı dökmeyen Rum var mıydı?

Hulusi Kentmen gibi dedesi olmasını kim istemezdi ki... Peki, hiç kimse düşündü mü bugüne kadar, Hulusi Kentmen'in umreye gidip gitmediğini?

Bizans'ı haşat eden Cüneyt Arkın yabancı düşmanı mıydı?

Hem Karaoğlan, hem Tarkan, yani Kartal Tibet neciydi?

Kaptan Ediz Hun, subay İzzet Günay, savcı Fikret Hakan, polis Ekrem Bora, şafak bekçisi pilot Göksel Arsoy, Jön Türklerimiz... Osmanlı aleyhtarı mıydı?

Mirasını komple Mehmetçik Vakfı'na bırakan Zeki Müren, darbeci miydi? Milli duygularımızı doruğa çıkaran efsane film "Bir Millet Uyanıyor"un görüntü yönetmeni Kriton İlyadis, hangi milletin uyanışını anlattı o filmde, Japon milletinin mi?

Emel Sayın'la Tarık Akan'ın şarkılar söyleyerek el ele dolaşmasına sevinmeyen...

Bıraktık mezhebi kökeni filan, Adile Naşit'i Münir Özkul'u sevmeyen insan, insan mıdır?

Siyah beyaz ama rengârenk değil miydik?

Gençler, sorun büyüklerinize...

Şu veya bu ayrımı var mıydı mahallede?

Elbette farklı farklıydık ama hepimiz değil miydik?

Birlikte üzülür birlikte sevinir, birlikte güler birlikte ağlamaz mıydık?

Lefter'e milli takım kaptanlığını mesela, Niko'ya ay yıldızlı formayı Lozan Antlaşması gereğince mi vermiştik?

Var mı o günleri özlemle iç çekerek anmayan?"

Bu yazılanlardan çok etkilenen Bedri Baykam kendi yazısını şöyle bağlıyor:
"Sevgili okurlarım, siz de merak etmediniz mi bu esrarengiz yazarı? Lütfen kendisi kesin şekilde ortaya çıksın, teşekkür edelim, haftaya size buradan kendisini tanıtayım. Hele onca aklımıza sığmayan olayın başımıza dayatıldığı şu son aylarda, şu bayram günlerinde bundan daha iç açıcı, daha gözümüzü yaşartıcı bir metin bulamazsınız!"

Cehaletin bu kadarının Cumhuriyet gazetesinde köşe yazısı olarak karşınıza çıkması sizi de güldürdü değil mi?

Yandaş medyanın bir paçavrasını okuyor olsak "Amaaan salak herif işte.. Ne yazdığını bile bilmeyen böyle cahillere köşe mi yazdırılır?" der geçeriz.

Ama bu sefer olay biraz farklı! Cumhuriyet gazetesinde köşe yazacak kadar birikim sahibi birinin daha fazla merakta kalmasını istemeyiz. Kendisnin merakını hemen giderelim:

O yazıyı Yılmaz Özdil 28 Mart 2017 tarihli SÖZCÜ gazetesindeki köşesinde yayınladı.

Bu da o yazının linki. İnanmazsanız TIK'layın görün!

Bakalım Bedri Baykam sözünü tutacak mı? Bir sonraki yazısında bu "kahraman" yazarı bize tanıtacak mı?

Merakla bekliyoruz!