17 Temmuz 2017 Pazartesi
Metin Hara - Adriana Lima Balonu Ne Çabuk Patladı?!
Metin Hara adlı ‘yazar’ın adını zaten kaç kişi duymuştu ki bu olaydan önce?
Şimdi deniyor ki, bu Metin Hara isimli arkadaş, dünyanın en beğenilen, en arzu edilen, iç çamaşırı defilelerinde başpehlivan olarak arzı endam eyleyen mankeni Adriana Lima’yı yazdıklarıyla çok etkilemiş, kadın daha fazla kendini tutamayarak adeta iplerini koparan bir kısrak misali Metin’in harasına dahil olmuş.
Metin Hara'nın sıktığı palavralar ve attığı havalar arşı alaya varmıştı hakikaten! Neydi o Hürriyet gazetesinde Ayşe Arman'a röportaj verip "Ben ürün satmıyorum. Parayla böyle tezgah kuracak adam mıyım?" diye şişinmeler filan?
Bu kurguyu yiyecek kadar saftorik vatandaş çok!
Siz de onlardan biri misiniz yoksa?
Oysa tam da bu "böbürlenme" faslında bizim acemi Metin Hara'nın foyası dökülmeye başlamıştı işte.
Şivan Okçuoğlu "Senin havan kimse aslanım? Biz yer miyiz bu ayakları" diye sordu köşe yazısında
Elin Adriana Lima’sı, apranti kılıklı Metin’in harasına niye dörtnala gelsin? Ayriyeten, bizim adını bile duymadığımız Metin, hangi hara kıtalar arası düzeyde at koşturmaya başlamış?
Bir kere, Metin Hara isimli ‘yazar’ kardeşimiz, okura ‘Yeniçağın Dervişi’ diye pazarlanmış. Destek Yayınları bu kardeşimize yatırım yapmış. Herkesin çılgınlar gibi aradığı mutluluğu, aşkı, ruh dinginliğini iki kitapta özetleyivermiş!
Efendim, iddia şu:
Metin Hara dünyaca ünlü model Adriana Lima’ya bir müzik kutusu ve şiir yollamış, feleğin çemberine tur bindirmiş top modelin basireti bağlanmış ve bu jest sonrası normal koşullarda ancak çantasını taşıtabileceği bizim apranti Metin’e anında vuruluvermiş.
Sonra? Sonra, ver elini Türkiye!
Metin Hara, Adriana Hanım’ı elinden tuttuğu gibi Bodrum’daki özel olarak kiralanmış dev villaya götürmüş; ikili önce medyadan kaçıyormuş gibi yaparak bir kısım ‘çok özel’ görüntülerini yakalatmış, sonra sokaklarda, denizde, daha bilmem nerelerde çarşaf çarşaf fotoğraflar vererek ‘aşk’larını tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya mal etmiş…
Metin Hara isimli ‘Yeniçağ dervişi’ ve ‘yazar’ kardeşimiz, bugüne kadarki ‘kariyer’ itibarıyla bir kısım etkinlikte ‘mutluluğun sırları’nı anlatan konuşmalar yapar ve karşılığında mebzul miktarda para kazanırmış. Şimdi bu ‘para karşılığı muhabbet’lerini hem artırmak, hem dünyaya açmak istermiş. Eh, kardeşimizin kitaplarını basan Destek Yayınevi de satışları artırmak istiyor haliyle… Hep beraber kafa kafaya vermişler, bu Adriana Lima işini tezgahlamışlar. Adriana Hanım belli bir miktar para karşılığı Türkiye’ye getirilmiş ‘reklam aşkı’ son derece uhrevi bir biçimde başlamış…
Düşünsenize… Adriana Lima gibi bir kısrağı bir şiirle haraya katan apranti Metin imajı ne biçim iş yapar! Kitabını okudu muydun, hadi Adriana Hanım olmasın, çalıştığın şirketin insan kaynakları departmanındaki Ezgi falan belki seninle ilgilenmeye başlar!
Peki koskoca Adriana Lima bu tezgahı nasıl kabul etmiş?
Denen o ki, Adriana Hanım eski popülerliğini kaybediyormuş. Bizim apranti Metin’in tezgahına he deyip hem para kazanıyor, hem tatil yapıyor, hem de uluslararası mecrada siyasi çalkantılarla son dönemde epey ilgi çeken Türkiye’den bir manita yapmış gibi görünerek dünya medyasında kendine esaslı bir yer buluyor… Yeme de yanında yat!..
Tek bir vakada bir sürü ders size!
Yeniçağ’ın dervişi de böyle oluyor, ‘aşk’ı da, kitap satışları da… Hepsi paraya havale. Bize de verseler lüks villayı, limuzinli karşılamaları, kamyon yüküyle parayı, motoryatları falan .. bakın nasıl yaşarız böyle fasulyeden aşkların en kralını