Erich von Däniken 'Tanrıların Arabaları'nı 1968'de yazmıştı. O zamandan beri bu kitap bir referans noktası
Uzaylıların dünyayı ziyaret etmelerine dayalı pek çok hikaye ve kurgu zaten uzun yıllardır anlatılmakta, fantastik öyküler kurgulanmakta ve filmler çekilmekteydi.1968'de yayınlanan Tanrıların Arabaları kitabı geniş ölçüde dikkat çeken bir 'alternatif tarih' arayışı olarak bunların arasından sıyrıldı. "Uzak geçmişte dünyamızı uzaylıların ziyaret ettiği" tezini popüler kültüre taşıyan ilk kitap olarak 'Tanrıların Arabaları' dünyanın hemen her yerinde büyük ilgiyle karşılandı. Pek çok dile çevrildi.
Kitabın dayandığı ana tez, dünyadaki eski uygarlıkların sahip olduğu teknoloji ve dinlerin aslında o sırada dünyayı ziyaret eden uzaylılar tarafından insanlara verildiği ve bu uzaylı ziyaretçilerin o zamanki insanlar tarafından 'Tanrılar' olarak kabul edildiği şeklinde.
Daha da ileri giden bir takım hipotezlerde ise, bu uzaylıların yeryüzündeki bazı maymunsu yaratıkların genleriyle oynamak ve onlarla çiftleşmek yoluyla, insan ırkının ortaya çıktığı ileri sürülmekte.
Tevrat'ta Nefilim olarak bahsedilen yaratıkların da bu uzaylılar olduğuna dair tezler var.
Erich von Däniken'in ileri sürdüğü tezler:
1- Antik zamanlara ait bazı kalıntı, heykel ve rölyeflerde tasvir edilen bazı alet ve cihazlar, o zamanki uygarlık seviyesiyle bağdaşmayacak kadar ileriydi. Söz gelişi mağara duvarlarında 'roket' ve 'rokete binmiş insansı' gibi resimler, o zamanki insanların hayalgücünü çok aşıyor olmalıydı.
O halde Mısır piramitleri, Stonehenge ve Paskalya adasındaki heykeller gibi eserler, ya uzaylılar tarafından ya da uzaylıların sağladığı teknolojik imkanlar kullanılarak yapılmış olmalıydı. Piri Reis haritası da, Peru'daki Nazca işaretleri de 'gökyüzünden dünyayı görmüş' bir zihnin eseri gibiydiler. Oysa o tarihlerde insanların gökyüzüne çıkabilmeleri mümkün değildi.
2- Birbirleriyle ilgisi olmayan ve coğrafi olarak birbirinden çok uzak eski kültürlerin (söz gelişi Güney Amerika'daki İknaların, Mayaların ta Mısır'daki uygarlıklardan haberdar bile olmaması lazımken; duvarlara yapılan kabartmalarda birbirine benzer uzaylı figürleri resmedilmişti.
3- Bugünkü dinlerin kökeninde, uzaylıların bir gün tekrar geleceğine dair beklentiler ve 'gökyüzünden gelen kutsal bilgiler' var. Henüz yazının bulunmadığı zamanlar boyunca oluşturulan söylenceler zaman içinde değişikliklere uğramış olsa da çıkış noktaları birbirine çok benzemekte.
Erich von Däniken'e göre, mesela Tevrat'ta Ezaikel'in kehanetleri adeta bir uzay gemisinin inişini betimlemektedir.
BİLİM ADAMLARI BU TEZLERİ KABUL ETMEDİ
Bir çok tarihçi ve fizikçi, bu fikirleri ciddiye almadı. Daniken'in ileri sürdüğü kanıtların sahte olduğunu ileri sürdüler. Daniken de kitabına aldığı kanıtların bazılarının 'yanıltıcı' olduğunu kabul etti.
Ancak kitabın sonraki baskılarında bu 'sahte' kanıtları kullanmayı sürdürdü ve hatta serinin devamı niteliğinde kitaplar yazmaya devam etti.
Erich von Däniken'den ayrı olarak Zecharia Sitchin gibi kimi araştırmacı yazarlar da 'uzaydan gelen akıllı yaratıkların' dünya tarihine yön verecek bazı müdahalelerde bulunmuş olacağına dair tezler ileri sürdüler.
Daniken'in söylediği her şey doğru olmayabilirdi. Bazı kanıtları uydurma çıkmıştı. Ama gene de işaret ettiği yön çok belirgin şekilde doğruluk içeriyordu.
Araştırmacı-yazar Burak Eldem bu konuyla özel olarak ilgilendi. 'Alternatif insanlık tarihi'ni araştırırken kızıl gezegen Marduk ve uzun yıllar önce dünyamıza gelen uzaylı ziyaretçilerin insanlığa nasıl etkilerde bulunduğuna dair tezleri derledi, topladı ve kendi araştırmalarını da dahil ederek yayınladı.
Zecharia Sitchin gibi kimi araştırmacı yazarlar da 'uzaydan gelen akıllı yaratıkların' dünya tarihine yön verecek bazı müdahalelerde bulunmuş olacağına dair tezler ileri sürdüler.
Burak Eldem'in yazmış olduğu 2012:Marduk'la Randevu ve Fraternis: Kayıp Kitaplar, Gizli Kardeşlik adlı eserler, bu konularla ilgili olarak Türkçe yayınlanan en zengin ve kapsamlı referans kaynağı durumundadırlar.
SİNEMA VE TELEVİZYONDAKİ ETKİLERİ
Daniken'in kitabından yola çıkarak bir belgesel film de çekildi. Televizyonda 'Eski Astronotları Ararken' (In Search of Ancient Astronauts) adıyla gösterilen bu belgesel aynı zamanda Battlestar Galactica gibi televizyon dizilerine, Stargate gibi filmlere ilham verdi.
Indiana Jones ve Kafatası Krallığı filminde de çok eski zamanlarda Güney Amerika'ya inmiş olan eski astronotlar teması işlenir.
Orijinali 1978'de Glen Larson tarafından yaratılan bilim-kurgu dizisi Battlestar Galactica'da Lorne Greene, Richard Hatch ve Dirk Benedict başrolleri paylaşmıştı.
Bu dizinin anafikri, Tanrıların Arabaları adlı kitap ve Mormon tarikatından esinlenerek oluşturulmuştu.
Günümüzde çok sayıda insan, olarak galaktik öncülerin soyundan geldiğimize ve bu uzaylıların bir gün tekrar bizi ziyaret ederek önümüzde bambaşka ufuk açacağına inanmaya devam ediyor.
Scientology ve Raelianlar gibi bu fikirden yola çıkan tarikat ve kültler kadar, UFO araştırmalarıyla ciddi olarak ilgilenen çok sayıda kişi ve grubun ortak görüşü bu yönde.